Sağlıklı yaşam ve düzenli kontrol kanseri engelliyor

11 Şubat 2024 0

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, 2050 yılına kadar 35 milyondan fazla yeni kanser vakası görülecek. Kanserden korunmanın yolu ise sağlıklı yaşam ve düzenli kontrolden geçiyor.

Halk arasında “amansız hastalık” ya da “kötü hastalık” olarak adlandırılan kanser, tedavisinde her geçen gün ilerleme kaydedilse de hala hayati tehlike yaratan ciddi bir hastalık. Üstelik görülme oranı da yıldan yıla artıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) açıklamasına göre, dünya genelinde 2050 yılına kadar 35 milyondan fazla yeni kanser vakasının ortaya çıkacağı öngörülüyor. 2020 verilerine kıyasla bu oranın yüzde 77 artış göstereceği tahmin ediliyor.

Kanser hem dünyada hem de Türkiye’de ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer alıyor. Öyle ki dünyada her 6 ölümden birinin, Türkiye’de ise her 5 ölümden birinin sebebi kanser. Bu denli önemli bir sağlık sorunu olan kanser, erken teşhisi halinde çoğu zaman başarıyla tedavi edilebiliyor. Peki kanser nasıl gelişiyor? Hangi belirtileri gösteriyor? Korunmak için nasıl bir yol izlemek gerekiyor? Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Sarı’ya kanser konusunda merak edilenleri sorduk.

“Vücudun bütün kaynaklarını tüketiyor”

Kanserin oluşumu aslında vücudumuzdaki hücrelerin anormalleşmesiyle gelişiyor. Doç. Dr. Sarı, kanserin oluşma sürecini şöyle açıklıyor:

“Hücrelerimiz aynı bizim gibi doğuyorlar, çoğalıyorlar, yaşlanıyorlar ve sonrasında ise programlanmış bir ölüm ile yerlerini başka hücrelere devrediyorlar. Ancak herhangi bir yerdeki sakatlık sonucunda hücre programlanmış bir ölüme gitmekten ziyade, anormal bir şekilde ölümsüzlük elde ediyor. Sonrasında da kontrolsüz bir şekilde çoğalarak yayılıyor. Vücudun bütün kaynaklarını tüketir hale geliyor, bir çeşit parazite dönüşüyor.”

Erkeklerde akciğer, kadınlarda meme kanseri başı çekiyor

Türkiye’de kanser görülme oranı her yıl biraz daha artış gösteriyor. Global Kanser İzleme Komitesi’nin Türkiye Kanser İstatistikleri’ne göre 2020 yılında yaklaşık 200 bin yeni kanser vakası bildirildi.

Ülkemizde en sık görülen kanser çeşitlerine bakıldığında erkeklerde akciğer, kolon, mesane ve mide kanserinin ön planda olduğunu ifade eden Doç. Dr. Sarı, kadınlarda ise sırasıyla meme, tiroit, kolon, rahim ve akciğer kanserinin görüldüğünü belirtiyor.

Kanserin önceleri yaş ilerledikçe artan bir hastalık olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Sarı, bu durumun değiştiğini söyleyerek, “Son zamanlarda ne yazık ki yaşamsal ve çevresel faktörlerle beraber kanser daha erken yaşlarda görülmeye başladı. Önceden 30-35 yaşlarında mide, kolon, meme kanseri görmezken artık karşılaşıyoruz” diyor.

Erken evrede belirti vermiyor

Kanser pek çok hastalığın aksine sinsice ilerliyor. Erken evrede genellikle bir belirti vermiyor. “Kanser, semptom verdiğinde genellikle bölgesel olarak ilerlemiş veya başka organlara sıçramış bir şekilde karşımıza gelebiliyor” diyen Doç. Dr. Sarı, bu semptomların da bulunduğu organa göre farklılık gösterdiğini anlatıyor:

“Eğer bu bir kalın bağırsak kanseriyse bazen kabızlık, ishal atakları, karın ağrısı ya da fark edilmeyen bir kansızlık görülebiliyor. Eğer bir mide kanseriyse erken doyma, yemekten sonra kusma olabiliyor. Akciğer kanseriyse öksürük, balgam, kanlı balgama neden olabiliyor.”

Kanserin genel olarak her türünde ortaya çıkan belirtileri ise vücudun kaynaklarını tükettiği için halsizlik ve kilo kaybı olarak biliniyor. Bu noktada Doç. Dr. Sarı, erken teşhisin önemine vurgu yapıyor:

“Erken teşhis gerçekten hayat kurtarıyor. Çünkü biz kanseri ne kadar erken evrede yakalayabilirsek yapacağımız tedavi o kadar başarılı oluyor, hatta tam şifayla sonuçlanabiliyor.”

Ücretsiz kanser taraması yapılıyor

Bu amansız hastalığı erken evrede yakalamanın yolu da düzenli kanser taraması yaptırmaktan geçiyor. İşte bu nedenle Türkiye’de 2008’den bu yana “Ulusal Kanser Kontrol Programı” yürütülüyor. Bu taramalar Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM), Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM), Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM), Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) ve mobil kanser tarama araçlarıyla ücretsiz yapılıyor.

Peki kimlerin hangi kanser türlerine karşı düzenli tarama testleri yaptırması gerekiyor? Doç. Dr. Sarı, şöyle sıralıyor:

“Her kadının 40 yaşından itibaren iki yılda bir mamografiyle mutlaka meme kanseri tarama programlarına katılması gerekiyor. Yine taranabilecek kanserlerden bir tanesi kolon kanseri. 45 yaşından itibaren 10 yılda bir mutlaka kolonoskopi yaptırılması gerekiyor. Her yıl gaitada gizli kana baktırmak şart. Rahim ağzı kanseri için 20’li yaşlardan itibaren her 3 yılda bir pap smear testi yapılmalı. Taranabilecek kanserlerden bir tanesi de prostat kanseri. 45-50 yaşından itibaren mutlaka prostat kanseri için de tarama tavsiye edilmekte. Son olarak akciğer kanseri de tarama programlarına katıldı. 50-80 yaş arasında, en az 20 yıl günde bir paket sigara içmiş hastalar ya da henüz sigarayı bırakan kişiler her yıl düşük yoğunluklu akciğer tomografisi yaptırarak değerlendirilmeli.”


Yazıya Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *



Özel Umut Diyaliz Merkezi’ miz 1999 yılının Ocak ayında faaliyete geçmiştir.

İstanbul’ un en yoğun yerleşime sahip ilçesi olan Gaziosmanpaşa’ nın ilk hemodiyaliz Merkezidir ve kuruluşundan günümüze kadar en üst seviyede yeterli ve kaliteli hemodiyaliz uyguladığını kanıtlamıştır.

İletişim

Adres: Merkez mah. Salihpaşa Cad. Sanayi Sk. No.3 Gaziosmanpaşa / İstanbul

Tel: +90 (212) 417 72 85 – 86

E-Mail: info@umutdiyalizmerkezi.com

Copyright 2020 by Özel Umut Diyaliz Merkezi. Haklarını Saklı Tutar / Tasarım ixoomedia