Halk arasında “kireçlenme” olarak bilinen osteoartrit, tedavi edilmediği taktirde eklemde aşınma yaparak ağrı, şekil bozukluğu ve hareket kısıtlılığına sebep olabiliyor. Obezite ise osteoartritin en büyük risk faktörlerinden biri…
“Eklemlerim ağrıyor” şikayetini özellikle belli bir yaşın üzerindeki kişilerde sıkça duyuyoruz. Kadınlarda erkeklere nazaran daha fazla görülen bu şikayetin sebebi çoğunlukla “kireçlenme” diye bilinen osteoartrit… En sık görülen eklem hastalığı olan osteoartrit, hayati tehlike yaratmasa da hastaların yaşam kalitesini düşürdüğü için göz ardı edilmemeli.
Peki yaşla birlikte görülme sıklığı artan osteoartrit nelere yol açıyor? En fazla kimlerde görülüyor? Nasıl bir tedavi süreci bulunuyor? Merak edilenlere Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hamidiye Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kadriye Çetinkaya Öneş’le yanıt aradık.
Osteoartrit yaşlılar gibi gençlerde de görülüyor
65 yaşın üzerindeki hastaların yarısından fazlasının röntgeninde osteoartrit görüldüğünü anlatarak söze başlıyor Prof. Dr. Öneş. Hastalığın yaşla birlikte ortaya çıktığını vurgulamakla birlikte gençler için de sorun olduğunu hatırlatıyor. Eklemin kıkırdak yapısının aşınması dışında kemik, bağ, tendon, kas gibi yapıları ciddi oranda etkileyen osteoartritin hastalarda sebep olduğu başlıca şikayetleri Prof. Dr. Öneş şöyle açıklıyor:
“Osteoartrit olan hastanın erken dönemde en önemli şikayeti aktiviteyle artan, istirahatle azalan ağrı ve sabah tutukluğu… Ancak ileri dönemde ağrı, istirahatle azalmayarak devamlı hale gelebiliyor. Hasta günlük aktivitelerini yapamayabiliyor. Yine ileri dönemlerde eklemde kabalaşma, şekil bozukluğu, hareket kısıtlılıkları kaçınılmaz oluyor. Eklem çevresi kaslarda zayıflık görülüyor.”
Tedavi edilmezse eklemlerde aşınmaya neden oluyor
Hastaların günlük yaşamını sürdürmesini ciddi anlamda etkileyen osteoartritin mutlaka tedavi edilmesi gerekiyor. Zira ihmal edilirse çok ciddi sıkıntılara sebep olabiliyor. Prof. Dr. Öneş, bu konuda uyarıda bulunuyor:
“Hastalık tedavi edilmediği taktirde eklemde ciddi aşınma yaparak, eklemde ağrı, şekil bozukluğu, hareket kısıtlılığına sebep olarak hastanın bağımsızlığını etkileyebilir.”
Obezite osteoartritte önemli bir risk faktörü
Osteoartrit kadınlarda daha sık görülüyor. En önemli risk faktörlerinden biri ise obezite… Nitekim osteoartritin obeziteyle yakın ilişkili olduğunun altını çizen Prof. Dr. Öneş, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Kilo fazlalığı eklemlere yük binmesine neden olarak eklem aşınmasını artırdığı gibi yağlı dokudan salgılanan bazı maddeler de osteoartrit oluşumuna sebep oluyor. Kilolu kişilerde osteoartrit diz ekleminde olduğu kadar el ekleminde de fazla görülüyor.”
Yine şeker hastalığı gibi bazı metabolik ve endokrin hastalıkları olanlarda, eklemi zorlayan işlerde çalışanlarda, eklem travması yaşayanlarda, eklemle ilgili ameliyat geçirenlerde ve eklem gevşekliği görülenlerde de kireçlenme daha fazla görülüyor.
Peki kireçlenme ya da diğer adıyla osteoartrit özellikle vücudun hangi bölgelerini etkiliyor? Yanıtını Prof. Dr. Öneş’ten öğreniyoruz:
“Osteoartrit en sık diz ve kalça eklemlerini etkiliyor. Omurga eklemlerinde ve el parmak eklemlerinde de oldukça sık karşılaşıyoruz.”
İyileşme sürecinde fizik tedavi önemli bir yere sahip
Gelelim osteoartrit hastalığının, yani kireçlenmenin tedavisine… Tedavinin birinci basamağının kilo kontrolü olduğunu söyleyen Prof. Dr. Öneş, “Osteoartrit teşhis ettiğimiz hastalarda fazla kilolardan kurtulmak elzemdir. Obezitesi olan hastalarda osteoartrit şikayetleri kontrol altına alınsa bile kilo azaltılmadığı taktirde çok kısa süre sonra eklem ağrıları tekrarlıyor” diye uyarıyor.
Prof. Dr. Öneş tedavi sürecine ilişkin sözlerine şöyle devam ediyor:
“Ayrıca eklemin uygun şekilde kullanımı, zorlayıcı aktivitelerden kaçınma gibi hasta eğitimi şikayetlerin azalmasına önemli katkı sağlıyor. Osteoartritin en aktif olduğu dönemde eklemin kısa süreli istirahati ve zorlanmaması önemli. Hastalarda bazı ilaç tedavileri yapılmakla birlikte hastalığın evresine ve şiddetine göre uyguladığımız egzersizler de var. Bunlar hem tedavide hem de hastalığın ilerlemesini önlemede vazgeçilmez. Özellikle hasta ve hastalık durumuna özel olarak verilen egzersiz yöntemleriyle eklem çevresi kasları güçlendirilerek korunması sağlanıyor. Bu da eklemin stabilitesini artırarak binen yükü de azaltıyor.”
Prof. Dr. Öneş, osteoartritte hastalığın dönemine göre fizik tedavi ajanlarıyla yapılan tedavilerin eklemin beslenmesi, inflamasyonun azalması, kas spazmının çözülmesi gibi birçok fayda sağladığını da ifade ediyor. Yine bu hastalığın tedavisinin çok yönlü olduğuna değinerek, “Fizik tedavi ve rehabilitasyon yöntemleri olmadan sadece ilaçlardan medet ummak doğru değil” diyor.
Son olarak bu hastalıktan muzdarip kişilere Prof. Dr. Öneş’in tavsiyeleri ise şöyle:
“Hasta kilo kontrolüne dikkat etmeli, eklemlerini zorlayıcı sık tekrarlı hareketlerden kaçınmalı, egzersizleri hayatının bir parçası haline getirmeli.”
Kaynak: trtHABER