Soğuk alerjisi deyip ihmal etmeyin

25 Şubat 2024 0

Kış aylarında özellikle cildin açık kısımlarında görülen soğuk alerjisi, önlem alınmazsa bazen nefes darlığına varan sonuçlar yaratabiliyor. Bu nedenle soğuk alerjisi olan birinin hekime başvurması büyük önem taşıyor.

Soğuk kış ayları, cildi olumsuz yönde etkiliyor. Egzamadan sedefe kış aylarında pek çok cilt hastalığı tırmanışa geçiyor. Bu hastalıkların kimi basit kremlerle çözümleniyor kimi ise kronikleşerek uzun vadede tedavi ediliyor. Soğuk alerjisi ya da diğer adıyla soğuk ürtikeri, kış aylarında karşılaşılan cilt hastalıklarından biri.

Soğuk alerjisi, genellikle cildin direkt soğuğa maruz kalan bölgelerinde görülüyor. Her vakada olmasa da bazı hastalarda nefes darlığına varan ciddi sonuçlara da yol açtığı için tedavisinin ihmal edilmemesi gerekiyor.

Kadın erkek fark etmeksizin her yaştan insanda görülebilen soğuk alerjisinin nelere yol açtığını ve nasıl tedavi edildiğini Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Bahar Sevimli Dikicier’le konuştuk.

Kızarıklık ve kaşıntı belirtileri görülüyor

Soğuk alerjisinin, hava şartlarının yanı sıra soğuk su ve rüzgarla karşılaşıldığında da görüldüğüne dikkat çeken Doç. Dr. Dikicier, hastalığın semptomlarını şöyle sıralıyor:

“Soğuk alerjisi kızarıklık, kaşıntıyla devam eden, bazen soğuk su içmeyle dudakta, boğazda, ağız içinde şişlikle seyreden bir durum.”

Ancak hastaların çoğu zaman bu belirtileri soğukla ilişkilendirmediğini söyleyen Doç. Dr. Dikicier, “Çünkü bazen soğuk hava ya da soğuk bir şeyler içmeyle görülmüyor. Denize veya havuza girdiği zaman oluyor. Bu gibi durumlarda da genellikle tüm vücutta kaşıntılı kabarıklıklar şeklinde seyrediyor. Havuza veya denize çok hızlı bir suya girme, direkt atlama ya da dalma gibi tüm vücudu etkileyen bir durumda daha şiddetli bir reaksiyon görülebiliyor” diyor.

İlaç tedavisi uygulanıyor

Bir hasta soğuk alerjisi için hekime başvurduğunda ilk önce sıcaklık testine tabi tutuluyor. Hastanın hangi derece sıcaklıktan itibaren etkilendiği bu testle tespit ediliyor. Sonuca göre de hastaya bazı önerilerde bulunuluyor:

“Öncelikli olarak buna neden olan durumdan uzaklaşmayı tavsiye ediyoruz. Bunu uygularsa daha konforlu yaşayacağını söylüyoruz. Onun dışında da genel ürtikerler için verdiğimiz antialerjik, yani vücuttaki alerji reaksiyonlarının ana yöneticisi olan histamini bloke eden ilaçlar veriyoruz.”

Korunmak içinse hastanın uzun süre rüzgarda veya soğukta kalacaksa eldiven, atkı gibi giysilerle cildini izole etmesi tavsiye ediliyor.

Kadınlarda daha fazla görülüyor

Soğuk alerjisi bazı hastalarda bir süre sonra tamamen kaybolabiliyor. Bazen ise 5 yıla kadar sürüyor. Hastalığın seyrini önceden tahmin etmek mümkün olmuyor. Yine kimde nasıl görülebileceği de öngörülemiyor. Peki soğuk alerjisi için bir risk grubu var mı? Yanıtını Doç. Dr. Dikicier’den öğreniyoruz.

“Bütün alerjik durumlar kadınlarda daha çok görülüyor. Bütün dünyada böyle. Genellikle kadın hasta sayısı, erkeklerin iki-üç katı kadar fazla oluyor. Bunun nedenini tam olarak bilemiyoruz. Ancak bazı yatkınlık yapan, az görülen otoimmün hastalıklar, bağışıklık bozukluğu hastalıkları, romatizmal hastalıklar bunlara neden olabiliyor. Hastaların genellikle büyük bir kısmında bu hastalıklar zaten biliniyor. Alerji de onların üstüne eklendiği zaman biz daha kolay bir şekilde ‘Buna veya şuna bağlı olabilir’ diyebiliyoruz.”

“Solunum sıkıntısına yol açabiliyor”

Soğuk alerjisi ciltte çok büyük sorunlara yol açmasa da farklı birtakım sıkıntıların ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Doç. Dr. Dikicier, soğuk alerjisi sonucu gelişebilecek olası sorunları şöyle ifade ediyor.

“Bazen alerjilerin şiddeti uzunca bir süre hafif şiddetle gidebiliyor. Bazen ise şiddeti artarak solunum yollarında, boğazda, dudaklarda ve ağızda şişlik yaparak hayatı tehdit edici bir solunum sıkıntısı yaratabiliyor.”

Doç. Dr. Dikicier, soğuk alerjisinin bu denli önemli bir noktaya gelmemesi için fark edildiği anda ihmal etmeden hekime başvurulması gerektiği konusunda uyarıyor.

Kaynak: trtHABER


Yazıya Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *



Özel Umut Diyaliz Merkezi’ miz 1999 yılının Ocak ayında faaliyete geçmiştir.

İstanbul’ un en yoğun yerleşime sahip ilçesi olan Gaziosmanpaşa’ nın ilk hemodiyaliz Merkezidir ve kuruluşundan günümüze kadar en üst seviyede yeterli ve kaliteli hemodiyaliz uyguladığını kanıtlamıştır.

İletişim

Adres: Merkez mah. Salihpaşa Cad. Sanayi Sk. No.3 Gaziosmanpaşa / İstanbul

Tel: +90 (212) 417 72 85 – 86

E-Mail: info@umutdiyalizmerkezi.com

Copyright 2020 by Özel Umut Diyaliz Merkezi. Haklarını Saklı Tutar / Tasarım ixoomedia