2019’un son haftalarında Çin’de ortaya çıktıktan sonra bütün dünyada panik yaratan corona virüsü salgını Omicron varyantıyla yeni bir boyuta ulaştı. Corona virüsünün en çok mutasyona uğramış türü olan Omicron varyantıyla ilgili dikkat çekici bir araştırma yapıldı.

Dünya çapında 519 milyondan fazla insana bulaşan ve 6 milyondan fazla insanın ölümüne sebep olan corona virüsü salgını ile ilgili dikkat çekici bir araştırma yapıldı.
ABD’de yapılan ve Otolaryngology-Head and Neck Surgery isimli dergide yayınlanan araştırmada, Omicron varyantıyla ilgili dikkat çekici bulgulara ulaşıldı.

Omicron varyantı ile Delta ve Alfa varyantlarını karşılaştıran Virginia Commonwealth Üniversitesi’nde görevli bilim insanları yeni Covid-19 varyantlarının tat ve koku almada bir semptoma sebep olmadığını duyurdu.

“TAT ALMANIZ NORMAL DİYE…”

Omicron varyantında koku ve tat alma oranının çok düşük olduğu belirtilirken Delta ve Alfa varyantlarında ise bu rahatsızlıktan mustarip olanların oranının ise sırasıyla yüzde 44 ve yüzde 50 seviyelerinde olduğu belirtildi.

İngiliz medyası, “Koku ve tat almanız normal diye Covid-19 bulaşmadığını düşünmeyin” ifadesiyle bu araştırmayı okurlarına duyurdu.

DEMANS DAHA YAYGIN

Omicron bulaşanların tat ve koku kaybı yaşama oranlarının yüzde 17 olduğu belirtilirken, araştırmayı yürüten Daniel Coelho, “Şimdi her varyantın tat ve koku kaybı için farklı risk faktörleri olduğunu biliyoruz. Fakat yeni varyantların tat ve koku konusunda daha az etki yarattığını biliyoruz” dedi.

Kulak-burun-boğaz uzmanı olan Dr. Coelho, “Covid-19 enfeksiyonu için tat ve koku kaybı önemli bir gösterge. Fakat tat ve koku alma duyularınız normal çalışıyor diye Covid-19 olmadığınızı düşünmeyin” dedi.

Bilim insanları ABD’de Covid-19 geçiren 3.5 milyondan fazla hastanın verilerinin incelendiğini aktardı. Uzmanlar, halen tat ve koku kaybına neyin sebep olduğunu bulmak için incelemelerin devam ettiğini aktardı.

Coelho, “Araştırmalar gösteriyor ki tat ve koku kaybı yaşayanların yüzde 50’sinden fazlası depresyona giriyor. Koku kaybı yaşayan hastalarda demans oranı daha fazla. Bu semptomu daha az yaşayanlarda daha az ruhsal değişim ve zihinsel sorunla karşılaşılıyor” dedi.

Kaynak: Sözcü