Dünya Sağlık Örgütü Bağışıklama Uzmanı, kronik hastalar ve yaşlıları içine alan riskli gruplarda, grip aşısında olduğu gibi düzenli COVID-19 aşısı yaptırılması önerisinin gündemde olduğunu söyledi.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölgesi Bağışıklama Danışma Uzman Grubu’nun 2016’dan beri tek Türk üyesi olarak görev yapanGazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nur Baran Aksakal, COVID-19’a karşı tam doz aşılanma ve hatırlatma dozlarının neden gerekli olduğuna ilişkin, açıklamalar yaptı.
Sadece kızamıkçık gibi bazı hastalıklarda tek doz aşılanmanın hastalığa karşı ömür boyu koruma sağladığını, ancak birden fazla geçirilebilmesi nedeniyle difteri, boğmaca, tetanos gibi bilinen birçok hastalıkta tek doz aşının yetersiz kaldığını anlatan Aksakal, bu hastalıklarda tam koruma için genelde 3 doz aşı olunması ve hatırlatma dozlarının da yapılması gerektiğini vurguladı.
Aksakal, COVID-19’un da birkaç kez geçirilebildiğine işaret ederek, hastaneye yatış ve yoğun bakım verileri üzerinde yapılan incelemeler sonucunda aşılarla ilgili birden fazla doz kullanma kanaatinin oluştuğunu dile getirdi.
“Bağışıklığımız bir etkenle karşılaştığında belli bir düzeye kadar yanıt veriyor”
Halihazırda COVID-19’a karşı geliştirilen inaktif aşı Sinovac’da 3. doz kararı alındığını anımsatan Aksakal, bu dozun önemiyle ilgili şu bilgileri verdi:
“İnaktif aşıda ilk dozda bağışıklık sistemimize, vücudumuza virüsü öğretiyoruz. İkinci dozda ise yine vücuda hatırlatarak yeniden ve daha güçlü bir antikor cevabı vermesini sağlıyoruz. Çünkü bizim bağışıklığımız, bir etkenle karşılaştığında belli bir düzeye kadar yanıt veriyor, bir kısmını da hafızaya alıyor. Yani ‘bir daha bu virüsle karşılaşırsam yanıt vereyim’ demiş oluyor.
Vücut bu etkenle virüsle ne kadar sıklıkla karşılaşırsa o kadar kuvvetli yanıt verme ihtimali var. Bu nedenle inaktif aşılarda 4 hafta bırakarak ilk iki dozu bir an önce, ardından bir süre sonra 3. dozu tamamlarız. Bunun ardından da belli bir süre sonra, bu 6 ay-1 yıl olabilir, çalışma sonuçlarına göre, yeniden hatırlatma ya da pekiştirme dozunu yaparız.”
Sinovac aşısı olanlara hatırlatma dozu neden yapılıyor?
Aksakal, 3. dozun gündeme gelişine ilişkin, “Son dönemde dünyada ve bizde yoğun bakım verileri ve ölümlere baktığımızda bunların içinde iki doz Sinovac olanların da olduğunu görmeye başladık. Bu da bize 3. dozun gerekliliği uyarısını verdi.” diye konuştu.
Sağlık Bakanlığının da bu yönde karar aldığına, 3. dozda Sinovac ve BioNTech aşılarının birbiriyle yakın düzeyde koruyuculuk sağladığına işaret eden Aksakal, inaktif yerli aşı adayı TURKOVAC’da da 3. dozun gerekliliğine ilişkin Sinovac’la kıyaslamalı klinik çalışmanın devam ettiğinin altını çizdi.
“BioNTech’de 3. doz, varyantlar nedeniyle olabilir”
Prof. Dr. Aksakal, mRNA aşılarına ilişkin de “Aslında geçmişe dönük veriler, iki doz BioNTech’in gayet iyi koruduğunu gösteriyordu. Fakat dünya genelinde varyantlarla ilgili sıkıntı ortaya çıktı. BioNTech’de şu an dünyanın hiçbir yerinde henüz 3. doz önerisi oluşmadı ama oluşabilir. Nedeni de varyantlar olacaktır.” dedi.
Aksakal, mRNA aşılarında böyle bir çalışmanın belgelenmesi durumunda hızla 3. doz için adım atılacağını vurguladı.
Bireysel tedbirler, varyantların oluşumunu önlemede çok önemli
COVID-19’un Delta, Mu gibi varyantlarına da değinen Aksakal, varyantların virüsün insandan insana bulaşma imkanı bulması nedeniyle oluştuğuna dikkati çekti.
Aksakal, “Maske, mesafe, hijyen kuralları varyantların oluşumunu önlemede çok önemli. Aşılı ya da aşısız yeni insanlar enfekte oldukça varyant oluşma ihtimali söz konusu olabiliyor. COVID-19 aşılı ya da aşısız insanda üreyebiliyor ama bu aşılı kişilerde daha az ve sınırlı oluyor.” ifadesini kullandı.
“Aşıların koruyuculuğunun Mu varyantına karşı çok iyi olmadığı görülüyor”
Aksakal, Türkiye’de de iki kişide saptanan Mu varyantına ilişkin, şunları söyledi:
“Şu anki aşıların koruyuculuğunun Mu varyantına karşı çok iyi olmadığı görülüyor. Bundan sonra başka varyantlar da oluşabilir ve onlara karşı aşı koruyucu olabilir, olmayabilir de. Bu izleniyor şu anda.
Vakalar oldukça kaygı duymamız normal ama hangi varyant olursa olsun COVID-19’un hava ya da damlacık yoluyla bulaşmasına yönelik temel özelliği çok değişmediği için aşının yanı sıra maske, mesafe, hijyen tedbirlerinden asla geri adım atmamamız gerekiyor. Yeni varyantları aşının etkinliği, içeriğinde bir değişikliğe gerek olup olmadığı noktasında da izlemeye devam edeceğiz.”
“Ülkemizde aşılama hızı arttıkça yeni varyantlar oluşmayacak”
Prof. Dr. Nur Baran Aksakal, “Toplumda aşılama hızını, hızla yükseltebilirsek yeni varyantlardan korkmaya da gerek kalmayacak çünkü ülkemizde o varyantlar oluşmayacak.” değerlendirmesinde bulundu.
Aksakal, tam doz aşılanma ile ilgili vatandaşlara şu çağrıda bulundu:
“Aşı ile elde etmeye çalıştığımız sonuç; kişilerin yoğun bakıma yatmaması, ağır hastalık geçirmemesi ve hayatını kaybetmemesi. Bunun yanında enfeksiyondan korunarak yeni varyantların oluşmasını engellemek. Bu nedenle bütün halkımızdan şunu rica ediyorum; aşı durumlarını gözden geçirsinler ve tam doz aşılı olmaya gayret etsinler. Yoğun bakımda yatan hastalarımızın yarısı aşısız, diğer yarısı da eksik aşılı.
Tam doz aşı ne demek? Eğer tek doz Sinovac aşısı olunmuşsa mutlaka zamanı gelir gelmez 2. ve ardından da 3. dozu olunmalı. Yani aşılanma ve eksik aşıların bir an önce tamamlanması çok önemli. Çünkü şu anda COVID-19 kaynaklı yoğun bakıma yatış ve ölümleri engelleyecek çok daha etkin bir önleme sahip değiliz.”
“İleride kronik hastalar ve yaşlılara düzenli COVID-19 aşısı önerebiliriz”
Prof. Dr. Aksakal, “COVID-19’a karşı devamlı aşı olmamız gerekecek mi?” yönündeki soruların anımsatılması üzerine, 1918 ve 1950’lerde yaşanan, milyonlarca insanın yaşamını kaybetmesine neden olan iki büyük grip salgınını örnek gösterdi. O dönemlerde grip aşısının bulunmadığını ama 2009’da yaşanan grip salgınında aşı ve tedavi yöntemlerinin var olduğunu aktaran Aksakal, ilk salgınlar neredeyse 4 yıl sürerken, 2009’daki salgının, aşı sayesinde bir yıl içinde kontrol altına alındığına dikkati çekti.
Aksakal, önlemlerle salgınların süresinin kısaldığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Salgının olmadığı dönemde, kronik hastalığı olanlar, yaşlılar, bağışıklık sorunu bulunan, kalp-böbrek hastalıkları olanlar için her yıl grip aşısı olmalarını öneriyoruz. Muhtemelen ileriki zamanda COVID-19 için de benzer bir durum söz konusu olacak. Kronik hastalığı bulunan ve belli yaşın üzerinde olan gruplara aşıyı düzenli olarak yaptırmalarını önereceğiz.
Pandemi döneminde 4. doz olup olmayacağını şimdiden öngörmek çok mümkün değil. Fakat şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; 3. dozdan sonraki duruma bakıp belki 4. doz olabilir ama ondan sonrasının 6 ayda bir aşılamayı gerektirecek yoğunluk oluşturmayacağını öngörüyorum. Tabii ki öncelikle COVID-19’un, yeni varyantlarının izlenmesi ve ne boyuta ulaşacağının değerlendirilmesi gerekiyor. Asıl riskli gruplara ise aşının devam edeceğini düşünüyorum.”
Kaynak: trtHABER